Çamur Mağarası
Büyük bir sefer sırasında, geniş topraklara hükmeden kudretli bir kralın yolu şimdiki Kapadokya sınırları içerisinde kalan Katpatuka’ya düşer. Kral köye girer girmez, buraya neden ‘Güzel Atlar Ülkesi’ anlamına gelen Katpatuka adının verildiğini anlar. Yıldırım kadar hızlı koşan atlar o kadar güzel ve sağlıklıdırlar ki güneşin altında koşarken yelelerinin parıltısından kral ve askerleri büyülenirler.
Atlar görkemlerini, yörede yaşayan insanlar sağlık ve güzelliklerini A.zu’ya borçludurlar. A.zu, ana tanrıça Kybele’nin rahibelerinden en güzeli ve onun şifacısıdır. Yorgun askerleriyle birlikte geceyi burada geçirmeye karar veren kral, sevgi dolu kalpleriyle bir o kadar da uysal olan bu hayvanların bir tanesinin kendisine verilmek üzere hazırlanmasını ister. A.zu bunu duyar duymaz, hiçbir atı savaşa yollamayacaklarını söylemek üzere atını dörtnala askerlerin olduğu yere sürer.
Ancak kral ile A.zu, gözleri birbirlerine değdiği an aşık oluverirler. O geceyi birlikte, aşkla A.zu’nun mağarasında geçirirler. Sabah olunca, kral geri döneceğine söz vererek veda eder. A.zu ise atının kulağına ‘onu koru ve bana geri getir’ diye fısıldar ve onu kralın peşinden yollar. O günden sonra her sabah mağarasının önüne oturur ve güneş batana dek ağlayarak kralını bekler. İnsanlara şifa ve güzellik dağıtamaz olur. Atlar güçten düşer. Halk A.zu’yla konuşmaya çalışır. O ise sadece ağlar. Kimseye cevap vermez, durmadan ağlar. Buna kızan tanrıça Kybele, gençlerin sağlığını ve güzelliğini alır. Yörenin refahı kalmaz. Genç çocuklarının solup gittiğini gören insanlar A.zu’dan ümidi keserler. Tanrılara adak adayıp yalvarırlar. “Şu garip A.zu, kralıyla kavuşsun. Kavuşsun ki gençlerimiz şifa bulsun yeniden.” Sonunda tanrılar, her gün ağlayan A.zu’ya ve insanlara acırlar. Şafak sökerken A.zu’nun atı dörtnala mağaranın önüne ulaşır. Üstünde yaralı kral vardır. A.zu, kralı mağaranın içine taşır. İçerisi çamurla doludur. Yıllardır ağlayan A.zu’nun gözyaşlarının toprağa akmasıyla oluşan çamurla.. A.zu, ellerine bu çamurdan alır ve kralın yaralarına sürer. Şifası ve güzelliği bu çamurla canlanır. Kral iyileşir. Ve birlikte sonsuza kadar mutlu yaşarlar.
O günden beri insanlar, bu çamurla şifa ve güzellik bulurlar.